Etkili Bir Sunuş için Beden Dili
İyi bir ilk izlenim nasıl bırakılır?
Henüz siz ağzınızı bile açmadan dinleyicileriniz hakkınızda tahminler yapmış, kişisel deneyimleri ve ön yargılarıyla çoktan artı ve eksi puanlar vermiş olacaktır. Genelde tüm insanlar, gördükleri insanlar hakkında hemen bir takım değerlendirmelerde bulunur. Dinleyiciler de sizi merak ederler.
İlk izlenimi uyandırmak için hiçbir zaman ikinci bir fırsatınız olmaz. Salona girerken dinleyicileriniz gördükleri ilk anda sizi değerlendirecektir.
İnsanın dostluğunu göstermesinin çok basit bir yolu vardır: Gülümsemek, burada olmaktan ve sizlerin de burada olmasından çok mutlu oldum, demektir.
Beden dili neden önemlidir?
Bir yere baksanız da, hareket etseniz de dinleyicilerinize duygularınızla ilişkili sinyaller verirsiniz. Kendi yapmacık hareketleriniz ve sinirliyken yaptığınız el kol hareketlerinden haberdar olmanız, bunları düzeltmenize ve kendine güvenen bilinçli bir imaj edinmenize yardımcı olacaktır.
Eğer içinizdeki panik duygusu kendisini, ayaklarınızda ve kıpır kıpır ellerinizde gösteriyorsa, dinleyicileriniz bu durumdan rahatsızlık duyar. Çünkü onlar sizin kontrollü olmanızı ister ve bekler. Buna ek olarak o andan itibaren size, görüşlerinize güvenleri kalmaz. Size inanmazlar, iyi dinlemezler ve söylediklerinizi kolayca unuturlar. Eğer kendinizden emin görünür ve kendinize inanırsanız, güven uyandırırsınız ve dinleyicileriniz ne söyleyeceğinizi merakla beklerler.
Güvensizlik, yenilgiyi işin başında kabul etmektir. Dinleyiciyi etkileyen en önemli nedenlerden biri konuşmacının kendine güven duymasıdır. Dinleyici, konuşmacının ²güvenini² onun yüz hatlarından, bakışından ve hareketlerinden sezer.
Göz iletişimi:
Birilerine bakıyor olmak, onlarla ilgileniyorsunuz anlamına gelir. Bir yerlerde beraber duran ve konuşan iki insan gördüğünüzde birbirlerine ne kadar yakın olduklarını, göz temaslarının hangi seviyede olduğunu gözlemleyerek anlayabilirsiniz. Göz teması otoriteyi de sergiler. Güçlü insanlar, kendisine daha az güvenen insanlara göre daha çok göz teması kurar. Göz temasıyla ilgimizi, aşkımızı, hoşnutsuzluğumuzu, sıkıntımızı, kibirimizi hatta öfkemizi gösterebiliriz. Duygularımızı gözlerimizle ifade ederiz. Eğer dinleyicilerinizle ilgilenmezseniz onlar da sizinle ilgilenmez. Gözlerimizi dinleyicilerimizle temas kurmak ve onlarla ilgilendiğimizi göstermek için kullanırız.
Yüz ifadesi:
Göz temasınız dinleyiciyle iletişiminizde önemlidir. Ama onlara bakarken suratınız turşu satıyorsa, konuşmaktan zevk aldığınıza inanmayacaklardır. Duygularınızın performansınızı etkilemesinde korktuğunuz bir duruma düşerseniz, sıkıntılarınızı yenmek için bir oyun oynayın. Mutlu olduğunuzu düşünün ve dinleyicilerinize surat asmaktan sakının; kendinizi gergin hissetmeniz onların hatası değildir.
Eller:
Oldukça başarılı olmuş bir konuşmacının hissettiği endişeyi ancak ellerinden anlayabilirsiniz. Elleriniz kollarınızın bir parçasıdır. Genellikle bir jest yapmak isterseniz hareket ederler. Stres altında olmadığınız durumlarda el hareketlerimiz ne söylediğimizle uyum içindedir. Onları bir noktayı vurgularken kullanırız. Jestleriniz omzunuzdan başlamalı ve konuşmayla ilgili olmalıdır.
Ellerinizle ne yapmamalısınız?
Vücudun duruşu:
Eğer iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız dinleyicilerinizin önünde tamamen görünecek bir şekilde durmayı öğrenmelisiniz. Her zaman, görünmenizi kısıtlayacak bütün engellerin önünde durun.
Ayakta durmak size otorite kazandırır, düzgün nefes almanızı, sesinizi kullanmanızı ve daha iyi bir göz teması kurmanızı sağlar. Eğer oturursanız;
Göz temasınız azalır. Notlarınıza bakma eğiliminiz artar.
Dinleyicileriniz sizi görmeyebilir.
Sizi masada bulunan malzemelerle oynamaya teşvik eder.
Ayakta durursanız;
Kendinizi daha görünür ve otoriter hissedersiniz.
Sesiniz daha iyi duyulur.
Vücut dilinizi kullanabilmek için daha çok yeriniz olur.