Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri

 

 

Muhasebe temel kavramları çerçevesinde oluşan muhasebe ilkeleri, muhasebe uygulamasının kuramsal dayanaklarıdır. Muhasebe ilkeleri, diğer sosyal bilimlerde de olduğu gibi, her yerde ve her zaman geçerli nitelikte kurallar değildir. Ülkenin özelliklerine ve zaman içindeki gelişmelere göre değişiklik gösterebilir. Ancak uygulamada tekdüzeni sağlamak için genellikle kabul görenlerin belirlenmesi ve bunlara uyulması, böylece de muhasebenin başlıca dayanaklarının genelleştirilmesi düşüncesi güç kazanmıştır. Bu ilkeler zaman zaman vergi mevzuatımızla çatışmaktadır. Tam bir vergi iteati altında hareket edilerek muhasebe uygulamasına gidilirse, ulaşılacak bilanço ve gelir tablosu gerçekleri yansıtmayacaktır. Bunun yerine ilkelere tam uyulması, ancak dönem sonlarında beyan edilecek karın (mali karın) vergi kanunlarının öngördüğü şekilde tanımlanması için bilanço karına gerekli eklemelerin ve çıkarmaların yapılması en uygun yol olacaktır.

 

1 no.lu Muhasebe Uygulama Genel Tebliği’nde (MUGT) yer alan genel kabul görmüş muhasebe ilkelerini iki bölümde incelemek mümkündür:

 

-  Bilanço İlkeleri,

-  Gelir Tablosu İlkeleri.

 

Bilanço ilkelerinin amacı, işletme sahipleri ile alacaklıların işletmeye sağladıkları kaynaklarla, bu kaynaklara karşılık elde edilen varlıkların muhasebe kayıtlarında ve finansal tablolarda anlamlı bir şekilde gösterilmesidir. Bu ilkeleri aşağıdaki şekilde sınıflandırmak mümkündür:

 

a)      Varlıklara İlişkin İlkeler,

aa) Dönen / duran varlık ayrımında 1 yılın ölçüt alınması ilkesi,

ab) Vadeleri 1 yılın altına inen duran varlıkların aktarılması ilkesi,

ac) Dönem ayırıcı aktif karakterli işlemlerin ayrıca gösterilmesi ilkesi,

ad) Vadeli alacakların bilanço günündeki değerine indirgenmesi ilkesi,

ae) Birikmiş amortismanların gösterilmesi ilkesi,

af) Birikmiş tükenme paylarının gösterilmesi ilkesi,

ag) Alacakların özelliklerine göre ayrılması ilkesi,

ah) Kesin olmayan alacaklar için tahakkuk yapılmaması ilkesi,

ai) Kullanılması hukuken sınırlı varlıkların belirtilmesi ilkesi.

 

b) Yabancı Kaynaklara İlişkin İlkeler,

ba) Kısa / uzun vadeli borç ayrımında 1 yılın ölçüt alınması ilkesi,

bb) Vadeleri 1 yılın altına inen borçların kısa vadeli yabancı kaynaklara   aktarılması ilkesi,

bc) Borçların tümünün gösterilmesi ilkesi,

bd) Dönem ayırıcı pasif işlemlerin ayrıca gösterilmesi ilkesi,

be) Vadeli borçların bilanço günündeki değerine indirgenmesi ilkesi,

bf) Borçların özelliklerine göre ayrılması ilkesi.

 

c)   Öz Kaynaklara İlişkin İlkeler,

ca) Öz kaynakların işletme sahip veya ortaklarının haklarını göstermesi ilkesi,

cb) Sermaye paylarının özelliklerine göre belirlenmesi ilkesi

cc) Azalan öz kaynağın belirtilmesi ilkesi,

cd) Öz kaynağın net olarak gösterilmesi ilkesi,

ce) Zararın öz kaynaklardan indirilmesi ilkesi,

cf) Sermaye yedeklerinin gelir unsuru olarak gelir tablosuna alınmaması ilkesi

    

Gelir tablosu ilkelerinin amacı  ise, işletmenin çalışma sonuçlarının doğru olarak ortaya konulabilmesi için satışlar, satış gelirleri ile diğer gider ve gelir hesaplarının bir disiplin içinde ve gerçeği yansıtacak biçimde yürütülmesinin sağlanmasıdır. Kendi aralarında mahsuplaşma veya netleştirme işleminden kaçınılmalıdır. Bu ilkeler aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilirler:

 

a)    Gerçekleşmiş hasılat ilkesi,

b)    Dönemsel hasılat – maliyet eşleştirmesi ilkesi,

c)    Uygun amortisman ilkesi,

d)    Uygun maliyet dağıtım ilkesi,

e)    Olağandışı gelir ve giderlerin ayrı gösterilmesi ilkesi,

f)    Bütün gelir ve giderlerin gösterilmesi ilkesi,

g)    Uygun karşılık ilkesi,

h)   Değerlemede tutarlılık ilkesi,

i)    Şarta bağlı giderlerin gelir tablosuna yansıtılması ilkesi.