çelebiKOBİ ana sayfaya dön

Genel hususlar...

Site haritasına gözat...

EĞİTİM KURUMLARINDA YÖNETİM


Skip Navigation Links
 

Düşünme Becerileri Öğretimi

Yazdır



 Düşünme Becerileri Öğretimi

Arı rengarenk çiçeklerle beslense de ürettiği kendi balıdır. Arı çiçek tozlarını sindirmezse bal üretmez. Arı topladığı çiçek tozları ile değil verdiği bal ile değerlidir.

İnek çok farklı otlarla beslenir ama ürettiği kendi sütüdür. Yediklerini sindirmezse, yani geviş getirmezse süt vermez. Dolayısıyla inek yediği otla değil verdiği sütle değerlidir.

İpek böceği farklı yapraklarla beslenir ama ağzından çıkan kendi ipeğidir. İpek böceği yediklerini sindirmezse ipek üretmez. İpek böceğinin amacı yaprak yemek değil , kendi ipeğini üretebilmek , kendi ipeğiyle kendi kozasını örebilmek , kendi kozası içinde saf kendi olabilmek ve değişerek kelebek olmaktır. İpek böceğinin amacı kelebek olmaktır.

Biz insanlar aldığımız bilgileri beynimizde sindirebiliyor muyuz?
Yine beynimizde analiz ve sentez yapabiliyor muyuz?
Düşünceye diyalektik uygulayabiliyor muyuz? Yani bir düşünce ortaya koyup daha sonra bu düşüncenin zıddını ortaya koyabiliyor muyuz?
Ve bu iki düşünceyi çatıştırıp yeni bir düşünce ürün, sentez ortaya çıkarabiliyor muyuz?

Düşünme;  insanın doğuşu ile başlayan,  sonraki süreçte doğrudan veya dolaylı olarak geliştirilebilen insana özgü niteliktir.

Günümüzde en çok kabul gören tarifi ile “düşünme”; 
 “Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri,  kavramları incelemek, karşılaştırmak  ve  aralarında  ilişkiler  kurarak  başka  düşünceler  üretmek  işlemidir.”  Bu işlemlerin neticesinde ortaya çıkan zihinsel ürüne de “düşünce” denir

İşte bu düşünebilme ayrıcalığından dolayı, diğer  canlılardan  farklı   olarak kendisi   üzerine   düşünmeye   başlaması   ile   insan varoluşunun anlamını ve nedenini fark edebilmiş ve bu yolda edindiği bilgiler ona kendi geleceğini belirleyebilme,  hak ve imkânını tanımıştır.

 

DÜŞÜNME BECERİLERİNİN OKULLARA UYGULANMASI

 

Öğrencilere yaşadıkları dünyayı sorgulayan ve sağlıklı değerlendirmeler yapabilecek bir zihinsel alışkanlık  kazandırmak, onları  çeşitli  etkileri  kendi  başlarına  değerlendirecek  biçimde donatmak zorundayız. Bunun yolu ise düşünme eğitiminden geçmektedir.

Öğrencilerimiz, hızla değişen bu dünyada yalnız kendi kültür çevreleri ile değil, medya ve sanal evrenle, küreselleşen dünya ile çevrelenmiş bulunmaktadırlar.

     Öğrencilerimiz, çizgi filmlerin, elektronik oyuncakların, bilgisayar oyunlarının, televizyonun kısaca görsel dünyanın çekiciliği tarafından  kuşatılmıştır. Bu kuşatmaya sınır koymak,  yasaklamak  da  sorunu  çözmez. Hatta  ilgiyi  daha da artırır.
İnsan  dünya  ile ilişkisini  birtakım  düşünme  becerileri  ile  kurar.
Bu  beceriler:
-Bilgi edinimi
-Anlama
-Uygulama
-Analiz edebilme
-Sentez yapabilme
-Değerlendirme
-Birden farklı bakış açısını aynı anda değerlendirebilme
-Düşünme üzerine düşünme

 

DÜŞÜNMEYİ ÖĞRETME

 

Aklın sınırlarını genişletmek ve bir problem için yaratıcı çözüm geliştirmek için nasıl düşünüleceğini kısacası düşünmeyi bilmek gerekir.  Düşünmeyi bilmek, iyi bir eğitimin öğrencilere kazandırdığı bir beceri olmalıdır.

Bu becerinin geliştirilebilmesi için sınıfta kullanılan zamanın bir bölümü öğrencilere bir konuyu sadece hatırlamaları için değil, bunun nedenini sorgulamaları ve düşünmelerini sağlamak için kullanılmalıdır.

 

DÜŞÜNMEYİ NASIL SAĞLARIZ ? DÜŞÜNME ATMOSFERİ YARATARAK

 

Düşünmeyi bilmek, iyi bir eğitimin öğrencilere kazandırdığı bir beceri olmalıdır.
   Düşünme becerimiz, yeni bilgiyi ne kadar iyi alabilmemiz ve işleyebilmemiz üzerinde etkilidir. Sorgulama ve düşünmeyi sağlamak için zamanın bir bölümünü kullanmak gerekir.

 

DÜŞÜNME NASIL ÖĞRETİLİR? DÜŞÜNMEYİ ÖĞRETMEYE ERKEN BAŞLAYIN:


   
Düşünmeyi öğrenmek ve hayal gücünü genişletmek mümkün olduğunca erken hatta okul öncesi döneme kadar inen bir yaşta başlamalıdır.
    Öğrencilere düşünecekleri bir şeyler verin. Öğrencileri sanat ile tanıştırın, onları müzelere ve konserlere götürün. Onları gördükleri ve duydukları şeyler hakkında düşünmeye teşvik edin. Onlara çok sayıda “Eğer.......olsa ne olurdu?” gibi sorular sorarak düşündürün.

 

 


Şakalar, kelime oyunları ve nükteler, kelimelerin ve durumların farklı perspektiflerden değerlendirilmesi olduğu için düşünmeyi sağlar. Öğrencilere bütün yönlerden bakmayı öğretin. Apaçık görülen cevap her zaman en iyi cevap değildir.
Örneğin, çocukların her zaman “Harçlığını arttırmamızı ister misin?” Sorusuna verdikleri “evet” cevabı, bu durumun kendi sorumluluklarını arttırdığını anladıkları ana kadar en iyi cevaptır. Öğrencileri eğilimleri ve kalıpları bulmaları ve bağlantılar kurmaları için teşvik edin. “Bu bilgi ile geçen hafta öğrendiğim bilgi arasında nasıl bir bağlantı kurabilirim?” sorusunun cevabı ile bağlantılar kurma becerisi öğrenmenin anahtarıdır.

Alışılmadık sorular sorun. “Bütün arabaları sarıya boyarsak ne olur?” “İnsanlara uçma becerisi nasıl kazandırabiliriz?”  ”Dünyanın bir tarafı daima gece diğer tarafı daima gündüz olsa neler olur?”   gibi tek cevabı olmayan ve ilginç fikirler üretmeye yönelten sorular düşünmeyi geliştirir.

Öğrencilere ne anlama geldiğini söylemeyi öğretin. Dikkatlice seçilmiş kusursuz kelimeler fikirleri kesinleştirir.           
“Ahbaplık ve arkadaşlık kavramları arasındaki fark nedir?”                            
“Bir kişiyi esrarengiz olarak tanımlarsanız ne demek istemişsinizdir?”  gibi sorular kavramların ve kelimelerin taşıdıkları anlamların ortaya konması kişilerin ne düşündüğünün açıkça ortaya konması açısından çok yararlıdır.

Öğrencileri diğer bakış açılarını dikkate almaları için teşvik edin.                 
   Farklı bakış açılarını dinlerken görüş açımız genişler.                                                                  Aynı olay üzerine yazılmış farklı kitapların olayı ne kadar farklı yorumlar ile ele aldığını örneklerle gösterin.

 

DÜŞÜNME BECERİLERİNİN ÖĞRETİMİNDE YAZMA ALIŞKANLIĞININ ÖNEMİ:


 
Yazmak çok okumuş, bilgili kişilerin yaptığı bir etkinliktir.Yazmak sistematik düşünmeyi kazandırır. Düşüncelerimiz, kağıt üzerine dökmeye geçinceye kadar net değildir.

Öğretmen, öğrencilerini okudukları kitap üzerindeki görüşlerini yazmaları için, o gün öğrendiklerini geçmiş bilgileri ile nasıl yorumladıklarını ve güncel olaylar üzerindeki düşüncelerini yazmaları için teşvik etmelidir.

Öğrencilerin kendilerini başkalarının yerine koymasını isteyin.  
   Başkalarının nasıl düşündüğünü ve hissettiğini anlamaya çalışma alışkanlığını geliştirin.
   Bu alışkanlığı geliştirmenin yolu bir konuyu başkalarının perspektifine göre yazmak veya bir öyküdeki karakterin perspektifini ve olayı açıklamaktır.

 

DÜŞÜNME BECERİLERİNİN ÖĞRETİMİNDE
DOĞRU SORU SORMANIN ÖNEMİ

 

Doğru sorular sormak, düşünmeyi başlatır, öğrencilerin yaratıcılıklarını ve kendi görüşlerini geliştirmelerinde, ihtiyaçlarına uygun pratik yapma fırsatı verir.
     
     İlköğretim ve ortaöğretimde öğretmenler bir derste onlarca soru sormasına rağmen bu soruların %90’nın cevabı ezberlenen bilgilerdir.

Düşünmeyi sağlayacak sorular sormak için doğru soru sorma stratejileri olarak şunlar önerilmektedir;
Strateji 1 : Evet Ama Neden?
Öğrencilere bir cevabın neden doğru olduğunu sorun.
Örnek:
- 6x (9 - 4) = 30 cevabı neden doğrudur?
- Kristof Kolomb Amerikayı keşfettiği için neden meşhur olmuştur?
Her iki soruda temel bilgilerin bilinmesinin yanı sıra sorular bu bilgilerin kullanılmasını gerektirir

Strateji 2 : Faydası Nedir?
Bilginin kullanılmasına odaklanmış sorular sorun.

Örnek:
-Bitkilerin büyümesi üzerinde ışığın etkisini bilmemizin faydası nedir?
    Öğrenciler bitkileri nereye dikeceğimize veya hangi bitkilerin ışığın gelişine göre daha uygun olduğuna karar verebilmemiz için gibi cevaplar verebilirler.
“Neden” sorularının bir başka yararı da, öğrencilerin kısa süre sonra sadece cevap vermenin dışında kendi kendilerine soru sormalarını da sağlar

Strateji 3 :Doğru, Yanlış veya Hiçbiri?
Ezberlenmiş bilgi ile cevaplandırılan sorular arkasından neden bu şekilde olduğunu sorun.

Örnek: Türkiye’de kaç ilin olduğunu sorduktan sonra illerin neden 1,2,3, gibi sayılar ile adlandırılmayıp da her birine ayrı isim verildiğini sorun.

Strateji 4 : Nedir? Yerine Neden?
Öğrencileri dikkatli bir analize yönelten birden fazla doğru cevabı olan sorular sorun. Bu strateji öğrencilere temel becerilerin kazandırılmasında etkilidir.
 
Örnek: Sıfatın tanımını yaptırmak yerine bir cümle içerisinde uygun yerdeki boşluğun bir kelime ile doldurulmasını isteyin ve neden bu kelimeyi kullandığını sorun.

Strateji 5 : Benzer veya Farklı
Kavramları, olguları, olayları değerlendirerek karşılaştırmayı gerektiren sorular sorun.

Örnek: Atatürk ile Fatih Sultan Mehmet’in yaptıklarının benzerliklerini ve farklılıklarını sorun.


Strateji 6 :Sıra dışı bağlantılar
Sıra dışı ve yaratıcı fikirler gerektiren sorular sorun.

Örnek: Kavramları öğretirken bunların alışılagelmiş eylemler ve alışkanlıklar ile bağlantısının dışında kullanımını isteyin.

Strateji 7 :Şimdi Fark Nedir?
Bir yeniliğin veya değişimin uygulanmasıyla ilgili sorular sorun. Bir fikri farklı bir biçime çevirerek sorun.
Örnek: Bazı hayvanlar gibi insanlar da kış uykusuna yatsalardı neler olurdu?
 Bir fikri farklı bir biçime çevirerek sorun. “Fark nedir?” sorularını aşağıdaki ana başlıkları kullanarak sorabilirsiniz:

Değiştirerek
Bir olay veya bir öyküyü biraz değiştirerek sorun.
Örnek: Eğer Hansel ve Gratel ormanda yanlarına bir harita almış olsalardı neler olurdu?
Yerine Geçirerek
Bir şeyi bir başka şeyin yerine geçirerek sorun.
Örnek: Ekmeğin arasına elma koyarak tost yaparsak tadı nasıl olur?

Büyüterek:
Bir konuyu eklemeler yaparak,çoğaltarak genişleterek sorun.
Örnek: Newton’un dördüncü yasası ne olacaktı?

 

Küçülterek
Bir konuyu küçülterek, parçalara bölerek veya bazı bölümlerini iptal ederek sorun.
Örnek: Yerçekimi ortadan kalksa Dünyada yaşam nasıl olur?

Yeniden Düzenleyerek
Sıralamaları değiştirerek sorun.
Örnek: A harfi en son Z harfi ilk harf olsaydı alfabedeki sıralama nasıl olurdu?
Ters Çevirerek
Olayları tam tersinden sorun.
Örnek: Sabah yatıp akşam kalkarsak neler olur?
Birleştirerek
İki veya daha fazla şeyi birleştirerek sorun.
Örnek: Her kıta bir devlet olsa neler olur?

 

DÜŞÜNME BECERİLERİNDE ÖĞRENCİLERİN SORDUĞU SORULARIN ETKİSİ

 

   Öğrenciler bilgi almak, diğer öğrencilere farklı bir bakış kazandırmak veya onlara fikir vermek için soruları kullanırlar. Öğrencilerin sorduğu sorular, öğretmenin yanlış anlaşılan ve karıştırılan yerleri belirlemesine yardımcı olur.

Soru sormak riskli bir iştir.
Sınıf arkadaşları arasında zor duruma düşmek, öğretmeni zor durumda bırakmak için soru sormak gibi yanlış anlaşılma riski vardır. Bu nedenle,herkesin birbirine güven duyduğu ortamda öğrenciler rahatlıkla soru sorabilirler. Rahat soru sorabildiği bir ortam onları nasıl düşündükleri,düşünmeyi bilip bilmedikleri konusunda öğretmenlere ipuçları vereceği için teşvik edilmeli ödüllendirilmeli alışkanlık durumuna getirilmelidir.
“Düşünmeyen beyin sorgulamaz.”

 

DÜŞÜNMEYİ ÖĞRETİRKEN YARATICILIĞIN TEŞVİK  EDİLMESİ

 

Yaratıcılık “İnsanların bilişi,duyguları,eylemleri ve sezgilerini de kapsayan tüm fonksiyonlarının sentezidir.”
Yaratıcı kişiler farklı bakış açısına sahiptir. Problemlere ne olması gerektiğinden çok nasıl olması gerektiği konusunda odaklanırlar .

Öğrencilerde yaratıcılığın desteklenmesi için;
öğretmenin “Öğrenmek bilgiyi bir bütün olarak yutmak değil, çiğnemektir.” felsefesini benimsemesi gerekir.

   Öğretmen öğrencilerinin yerine onların HAYAL GÜCÜNÜ GENİŞLETEREK düşünmelerini sağlayabilir. Hayal gücü doğal akıcılığı olan bir düşünme biçimidir ve çok hassastır. Küçümsendiğinde veya eleştirilerek, ilgisizlikle dinlendiğinde hemen durur.

Hayal gücü, yaratıcılığın aracı olduğu için hassasiyetle dinlenmeli ve önemsenmelidir.

Örneğin :
-Buzul çağında donmuş topraklar üzerinde insanlar yaşasaydı nasıl tarım yaparlardı?
-Bu çağda yaşayan bir ailenin yaşayışı nasıl olurdu?     
-Aile fertlerinin sorumlulukları nasıl olurdu?
-Hatta bu çağdaki okul nasıl olurdu?
Gibi öğrencilere sorulacak sorular ile öğrencilerin hayal güçleri harekete geçirilebilir. Dolayısıyla düşünmeye yönlendirilebilirler.

 

DÜŞÜNME BECERİLERİNDE BEYİN FIRTINASININ ÖNEMİ


                                                      
  Beyin fırtınası tekniği herhangi bir konuda fikir ve çözüm üretmek ve karar almak amacıyla grup çalışmalarında kullanılan en etkili yöntemdir. Bir konuya çözüm getirmek, karar vermek ve hayal yoluyla düşünce ve fikir üretmek için kullanılan yaratıcı bir tekniktir. Öğrencilere düşünme ve konuşma alışkanlıkları kazandırma bakımından önemli bir tekniktir.

Beyin fırtınasının temel prensibi:   
Bir problemi çözmekle görevlendirilen bir grubun üyeleri mümkün olduğu kadar  çok fikir üretirler. Buradaki problem   sıkıntılı bir durum olmayabilir. Olumlu bir problem de olabilir. Beyin fırtınası sırasında üretilen fikirler mantıksız, sıra dışı, çılgınca ve görünüşte imkânsız olabilirler. Burada temel kaide, kritik olmaması. 'Nasıl olur?, Çok saçma, Hadi be sende !' türünden sözler henüz yeni ortaya çıkmış veya çıkacak olan fikri hemen yok edebilir.

Beyin fırtınasının esası; belirli bir durum veya probleme ilişkin fikir ve seçenekleri ortaya koymaktır. Örneğin, bir teneke kutunun, eski gazetelerin veya bir ateşin kullanım alanlarının bulunması türünden bir araştırma ile öğrenciler, yaratıcı düşünmeye ve imgeleme yapmaya zorlanırlar. Bir grup, bu teknikle çalışmayı becerebilirse, etkili bir grup çalışması için yaşamsal önemde olan bir tür “temiz iletişim” kapasitesini de geliştirmiş olur. İyi bir beyin fırtınasına katılmak, insanın kendine güvenini arttırır ve eğlencelidir. Beyin fırtınası tekniğinde, herkesin katılımı eşit bir zeminde teşvik edildiği için, oturumlar, grubun birliğini sağlar 


Beyin fırtınası tekniği, belirli bir konu ya da sorunla ilgili, değişik görüş elde etmek istendiği zaman da uygulanabilir. Bu tekniğin diğer bir kullanılış şekli de varsayımda bulunmaktır. Bireyi yaratıcı düşünmeye zorlamayı amaçlayan bu yaklaşımda; örneğin, bütün nehirlerin tuzlu olması durumunda dünyada neler olabileceği tartışılır.

İnsan beyni düşünme sırasında hücresel nitelikte birlikler oluşturuyor. Bu birlikler arttıkça yani birey yeni uyaranlarla karşılaştıkça düşünme gücü artıyor. Beyin fırtınası, bireyin düşünme, problem çözme ve yaratıcılık güçlerini, onun zihninde yeni birlikler oluşturacak düşünme alanlarının ortaya çıkmasına yardımcı olan bir teknik olarak kabul ediliyor.

Beyin fırtınası estirmenin eğitimdeki uygulamalarına okul öncesi eğitimde rastlanabiliyor. Sonbahar konusunun işleneceği bir sınıf ortamında, öğretmen, bir gün önceden çocukları sonbaharla ilişkili olan bir şey getirmeleri yada üretmeleri üzerine yönlendiriyor. Ertesi gün, bahçeden topladığı kuru yaprakları, şemsiyesini ya da sonbahar meyvelerinden birini getiren, sonbahar resmi yapan, yağmurluğunu giyip okula gelen çocuklarla birlikte sonbahar üzerine düşünüp konuşuyorlar.

Böylece çocuklar, ‘Sonbaharda yapraklar dökülür, yağmur yağar, değişik meyveler çıkar. ‘ bilgisini kalıp halinde öğretmeninden almanın yaratacağı düşünce tembelliği tehlikesine maruz kalmamış oluyor. Bu örnekte düşünme gücünü artırmada etkili olan yalnızca beyin fırtınası değil çocuğun öğrenme etkinliğine aktif katılarak okula bir malzeme getirmesi ve bir anlamda bu uygulamayı yaşantısına sokabilmesi de önemlidir.

Amerikalı Edwin Land 1943'te sahilde küçük kızının fotoğrafını çektiği zaman kızı sabırsızlıkla, 'Baba! Niçin resmi hemen şimdi göremiyorum ?' diye sormuştu. Bu soru babayı düşünmeye sevk etti. Düşünmesinin semeresini ise, ona ün kazandıran Polaroid makineyi geliştirerek gördü. Burada küçük kızın, o güne kadar düşünülmemiş veya hayata geçirilememiş bir olay için babasına ilham kaynağı olmuştur. Beyin fırtınası yeni keşif ve icatlara zemin hazırlayan müessir yollardan biridir.

 

DÜŞÜNMENİN VERİMLİ OLMASI İÇİN ÖDEVLER NE OLMAMALI?

 

Ödevler:
Öğrenciler sadece güçlük çeksin diye bir iş,
Öğrencilere sınıfta tamamlayamadıkları çalışmaları tamamlama fırsatı,
Öğrencileri sınıfta oyalama,
Öğrencilere ceza,
Öğrencilerin kendi kendilerine öğrenme yöntemi,
Veliye iyi öğretmen imajı yaratmak,
Not vermek için ,
OLMAMALI!

 

DÜŞÜNMENİN VERİMLİ OLMASI İÇİN ÖDEVLER NE OLMALI?

 

Ödevlerin amacı ve ödevleri tamamlamanın neden önemli olduğu açıklanmalı, öğrencinin zamanına ve emeğine değmeli, velileri, öğrenciye uygun çalışma ortamı hazırlamak için teşvik etmeli,öğrencinin emeğinin dikkate alındığını göstermek için toplanmalı,kontrol edilmeli ve üzerinde tartışılmalı,öğrencilerin kişiliklerini ortaya koymalarına fırsat vermeli,öğrencilerin yaratıcılıklarına fırsat sağlayarak öğrenme deneyimlerini zenginleştirmeli, öğrencileri araştırmaya yöneltmeli.

 

ÖĞRENCİLERE,DÜŞÜNMENİN ÖĞRETİLMESİNDE ÖĞRETMENİN ROLÜ

 

Öğretmenin öğretimdeki rolü, yalnızca bilgiyi sunmak değil aynı zamanda o bilginin edinilmesini sağlayacak alt yapıyı kurmak, bilgiyi sunma amacıyla öğrencilerin öğrenme çabalarına karşılık vermektir

Öğrencinin rolü ise yalnızca bazı bilgileri kavrayarak ya da sunulan bilgileri aynen kopya ederek çalışmak değil, aynı zamanda etkin bir şekilde konudan anlam çıkarmak ve anlamı oluşturmaktır (Good ve Brophy, 1997, s.409). Bu durumda öğretmenlerin, öğrencilerine yüksek düşünme becerilerini kazandırabilmeleri için, öncelikle düşünme süreçleri konusunda bazı olguları kendilerinin bilmeleri ve bunların uygulamaya geçirilmesindeki önemi kavramaları gerekir.

Çünkü öğrencilerin düşünme becerileri öğretmenler tarafından desteklenir ve geliştirilir

Öğretmenlerin düşünmeyi sağlamak için,  öncelikle çocukların zihinsel gelişim dönemlerini çok iyi tanımaları gerekmektedir.
   Öğretmenler, çocuklara eğitim-öğretim verirken asıl amaçlarının ne olduğuna karar vermelidirler.

Eğitim-öğretim yalnızca alfabeyi tanımak ve sorulana ezber cevaplar vermekten mi oluşmalı?
  Yoksa böyle bir eğitim düşünme ve sonuç çıkarma, yeni fikirler üretme, büyüleyici bir dünya hakkında bilgi almanın tadını çıkarma, yeni entelektüel okumalara yaklaşırken kendini rahat ve coşkun hissetme yetisini mi beslemeli?

 




Kaynak :
 



 
Bu sayfa 26.07.2009 tarihinde güncellenmiş ve bugüne kadar 19900 defa okunmuştur.



Editör: Erdal SAYİ